Daire.

Evet, en basit tanımı bu mandalanın. Sanskritçe “daire” anlamına geliyor. Belki de bu yüzden olsa gerek, genellikle dairesel formda oluyor mandalalar.

Tek anlamı daire değil tabii ki. Aynı zamanda dairesel, yuvarlak, küre, halka, hale, grup, koleksiyon, vücut, toplum, parça, kısım ve bölüm anlamlarına da geliyor mandala kelimesi.

Mandala, iki kelimenin birleşmesinden oluşuyor. “Manda” ve “La”. Manda, “öz, gerçek, enerji” anlamları taşırken, La da “kap, yakalamak, alan” anlamlarını taşıyor.

İkisini birleştirdiğimiz zaman, “özü tutan kap” gibi daha detaylı bir anlam çıkıyor ortaya.

Bu anlam, hepimizin çok yakından tanıdığı bir başka örneğe daha uyarlanabilir. Bir tarafta ruhu, bir tarafta da bu ruhu tutan bir kabı, yani bedeni olan bir örneğe.

İnsan.

Evet, bu bakış açısıyla baktığımızda, mandala insanı anlatıyor.

Çizdiğiniz mandala, içinde sizi barındırıyor. Çizerken kullandığınız kalemin rengine, çizim tarzınıza, kullandığınız şekillere baktığınızda, kendinizle ilgili pek çok şeyi görebilirsiniz. Hatta daha derine inebilir, bilinç altınızda olanların da farkına varabilirsiniz.

 

Ama tüm bunlar sizi ilgilendirmiyorsa, mandalaya farklı bir şekilde de bakmak mümkün. Günlük hayatın karmaşasından kısa süreliğine de olsa sizi uzaklaştıracak, kafanızı dinlemenizi sağlayacak, ve sadece birkaç çizgiyle bir sanat eseri yaratmanızı sağlayacak bir araç.